Teşne Lebler Bu Gece Kan ile Galtan Oldu

Okuyan : Zeki Altun

Güfte : Şemsî Hazretleri

 

Teşne lebler o gece kan il galtân oldu,

O gece arsa geh-i Kerb ü belâ kan oldu,

O gece ruh-ı Nebi hâzin ü giryân oldu,

Ki Hüseyn İbn-i Ali o gece kurban oldu.

 

Çâk-i çâk eyledi fürkan-ı gürûh-i â'da,

Pây-ı pür kin-i hakaretle ezildi Tâhâ,

Bağrına taş vurarak ağladı ruh-i Zehra,

Ki ciğerpâresi magdur u perişan oldu.

 

Bir zaman dûş-i Muhammed'de gezerdi o vücud,

Rûy-i gül-bûyini koklardı Cenab-ı Mahmud,

Şân-ı âlisini tebcil ederdi mâ'bud,

Öyle bir beyt-i Hudâ zulm ile viran oldu.

 

Yüz tutup leşker-i â'daya o Şâh-ı mazlûm,

Dedi ey dinini dünyaya veren kavm-i zalûm,

Daha dün terk-i cihan etti o sultan-ı ulûm,

Ne çabuk sizde iğrâz nümâyân oldu

 

Ceddimin dişlerini kırdınız ey kavm-i Yezid,

Mâder-i muhtereme eylediniz zulm-i şedid,

Ettiniz vâlid-i zişânımı evvelce şehid,

Bana mı şimdi aceb, növbet-i isyan oldu

 

Gerçi bir nefsim için arz-ı tehâyâ etmem,

Ölürüm mürtekib-i küfre müdarâ etmem,

Ah kim teşne ciğer yavrularımdan geçmem,

Bakınız güllerimin lebleri atşân oldu.

 

Hâşimîzâdelerin ekber-i âlî-şiyemi,

Can verip ravza-i rıdvana basınca kademi,

Dest-i â'dada neler çekti enîs-i haremi,

Darb-ı zencir ile gülşenleri al kan oldu.

 

Kumlu çöllerde benim ailemi yakmayınız,

Kesiniz bari beni anları ağlatmayınız,

Bu yanık sinelere tir-i bela atmayınız,

Çünkü bu âl-i Muhammed size mihman oldu..

 

Böyle söyler iken ol gonce-i Mahbub-i Hudâ,

Tîr-i Şimr ile hücum etti güruh-i â'da,

Aldılar orta yere sultân-ı zamanı hayfâ,

Ol zaman Kerb ü belâ saha-i tuğyan oldu.

 

Yetmiş üç nize vurup server-i dinin tenine,

Kan içirdi o deni  Âl-i Nebi serverine,

Lutf-i ümmet bu mudur zâde-i peygamberine,

Hangi peygambere bu meretebe isyan oldu

 

Şimr-i mel'un dayayıp gerdenine hançerini,

Kıymadan kesti o ferzend-i Resul'ün serini,

Deşt-i gurbette kefensiz bırakıp peykerini,

Ehl-i Beytin başına âteş-i hicran oldu.

 

Bûsegâh-ı leb-i Zehra idi dîdar-ı Hüseyn,

Lem'a-i nûr-i hüveydâ idi dîdâr-ı Hüseyn,

Nerdesin nerde eyâ vâlid-i Kerrâr Hüseyn,

Bak senin nazlı Hüseyn'in nice kurban oldu.

 

Baş açık yalın ayak  teşne dil nâle feza,

Kaldı piş-i esârette yetimân-ı vegâ,

Bir içim su diye feryad ediyorken zu'afâ,

Şimdi de âteş-i hicran ile sûzân oldu..

 

Nâle-i vâ ebetâ vâ emetâ vâ ecedâ;

Her taraftan mün'akis oluyor arş-ı Hudâ,

“Akrebu habl-i verîd”i yakıyorken bu sadâ,

Yine ol kavm-i denî zulm ile pûyan oldu.

 

Kimini nâkeler üstünde ururdu â'dâ,

Kimini hâk-i mezellette ederlerdi ezâ,

Kimisi hayme-i ismette edildi imhâ,

Cümle evlâd-ı Nebi, Hâk ile yeksân oldu.

 

Emr-i takdir diye bu mel'anete bazı avâm,

Atf-ı zulmetmekte Allah'a ederler ibrâm,

Cây-ı inkâr mı bu ey kavm-i cehûl ü zallâm,

“I’delû” âyeti her mü'mine seyyân oldu.

 

Hâlık-ı hayr ü şer Allah ise kul kâsibdir,

İhtiyar ile kişi hayr ü şerre talibdir,

Şerri tercih edene Zât-ı Hudâ galibdir,

Din-i İslâm bu esâs üstüne bünyân oldu.

 

Yıktılar kıble-i islâmı güruh-u ekfer,

Ruh-i peygamberi nalân ü hâzin eylediler,

Mâhasal taze civânân-ı Muhammed yekser,

Hedef-i neşter-i zâde-i Süfyân oldu.

 

Hubb-i Rahman gibidir Âl-i Muhammed hevesi,

Sabit ol emr-i muhabbette bırak pîs ü pesi,

Hânedan-ı Nebevî uğruna can ver Şemsî,

Ki bize irs-i Nebî ıtret-i Kur'ân oldu…