Muzaffer Ozak
Aşki
Mühür
isim
Anasayfa
Hayatı
Mürşidleri
Eserleri
Ses Arşivi
Fotoğraf Arşivi
Video Arşivi
 

  Âyet-i Kerîme

FÂNÎ DÜNYÂ

Ne handan ne hancıdan
İbret almaz gözlerim
Konup göçen yolcudan
İbret almaz gözlerim

Ma'mûrlar harâb olur
Canlılar türâb olur
Ömürler serâb olur
İbret almaz gözlerim

Yıkılır hânümânlar
Yok olur vâr olanlar
Gelip geçer kervânlar
İbret almaz gözlerim

Nice eş dost yitirdik
Kabre kadar götürdük
Bir çukura yatırdık
İbret almaz gözlerim

Pâdişâhlar geçdiler
Câm-ı mevtden içdiler
Birer birer göçdüler
İbret almaz gözlerim

İnsanoğlu hulyâda
Mal mülk kalır dünyâda
Fayda etmez ukbâda
İbret almaz gözlerim

Ağardı saçla sakal
Dostlar eder istiskâl
Hiç bitmez bu kıyl ü kâl
İbret almaz gözlerim

Akıl vermiş ol Celîl
Göstermiş binbir delîl
Gâfiller olur zelîl
İbret almaz gözlerim

Aşkî söyler pendini
Hiç düşünmez kendini
Görür dünyâ fendini
İbret almaz gözlerim

Ziynetü'l Kulûb, Sayfa 475-476

Efendi Hazretleri, bu nutk-i şerîfinde sanki kendisini levm ediyor ve kendisine nasîhat ediyor ama aslında bizlere tenbîhâtda bulunuyor. Bu tarzda nasîhat etmek, büyük mürşidlerin hepsinde gördüğümüz zarîf ve ârifâne bir irşâd usûlüdür. Bu gibi nutukların diğer bir hikmeti de şudur ki, insan ma'nen ne kadar yükselirse kendisini o kadar aşağıda görür. Tıpkı bir insanın ilmi ne kadar artarsa kendisini o derece câhil görmesi gibi. Diğer bir hikmeti de "hasenâtü'l-ebrâr seyyiâtü'l-mukarrabîn" hakîkatinde gizlidir.