NAĞME-İ AŞK YENİLENDİ VE ŞURAYA TAŞINDI.

BU SAYFALAR 2015 BAŞINDAN BERİ GÜNCELLENMEMEKTEDİR.

LÜTFEN BİZİ ARTIK BURADAN TAKİP EDİNİZ...

 

 

KEMAL BABA

1928 - 1986

Genç yaşında Âsitâne-i Hazret-i Pîr Nureddin Cerrâhî'nin 18. Postnişîni Fahreddin Efendi Hazretlerine intisâb ederek ömrünün sonuna kadar "Tarîk-i Cerrâhî"de zâkirlik hizmetinde bulunan Kemal (Evren) Baba, mûsikî alanında başta mürşidi Fahreddin Efendi Hazretleri olmak üzere, o devrin belli başlı zâkirlerinden ve zâkirbaşılarından istifâde ederek Tekke Mûsikîsinin bütün husûsiyetlerine vâkıf oldu. Özellikle Durak okuyuşunda kendine has âşıkâne tavrı ve dâvûdî sesi ile tebârüz etmişdi. Zâten eski tavır ile Durak okuyan son zâkir de O idi. Yine tavr-ı mahsûs ile asırlardır okunan Zâkîri Hasan Efendi'nin Nühüft Mersiyesini de lâyıkı ile okuyabilen son zât o idi. Bu eseri meşhûr Hâfız Yaşar Efendi'den meşk etmiş ve kanaatimizce okuyuşda onu da geçmişdi. Devrân ve Kıyam zikrinin bütün inceliklerine vâkıf ve tek başına zikri idâre edebilecek ses kuvvetine ve bilgi birikimine sahip idi. Mersiye, Kasîde, İlâhî ve Durak formlarında sayısız eser hâfızasında olup, okuyuşu da pek âşıkâne idi...Kemal Baba, aynı zamanda Câmi Mûsikîmizin formları olarak bilinen Ezân, Kâmet, Salât, Cumhur Müezzinliği, Enderûn Ûsûlü Terâvih, Tesbih, Duâ gibi formlarda da Allah vergisi istidadı ile son derece muktedir idi...

Mûsikî bir tarafa, şahsiyyet itibarıyla da kâmil ve mükemmel bir zât idi. Son derece şefkatli ve merhametli, herkesin muhabbetini kazanmış nûrânî bir zât idi. En dikkat çeken vasfı, bunca kemâline rağmen son derece mütevâzi ve mahviyyetkâr olması idi...Nitekim merhûm Hâfız Ârif Hikmet Gökoğlu, onun yüksek vasıflarını, irtihalinden sonra şu manzûme ile âdetâ bir portre çizer gibi şu şekilde dile getirmişdi :

Kemâl ufkunda bir hurşîd-i müstesnâ-yı ahlâkdın
Edeb tâcıyla süslenmiş muazzez tâlib-i Hakk'dın

Muhabbet bahşederdin hâl ü tavrınla mürîdâna
Asâlet vardı her fi'linde sen mir'ât-ı uşşâkdın

Letâfetliydi enzârın kelâmın sîretin hulkun
İsâbetliydi re'yin  müsteşâr-ı şeyh-i asdakdın

'Ucûr-i bî-hisâb ihsân ü in'âm eylesin Mevlâ
Muhammed Mustafâ olsun şefî'in çünkü elyakdın

Makâmın cennetü'l Firdevs ola ey Hazret-i Ümmî
İlâhîler duraklarla gönül kandillerin yakdın

Bu yolda nice yıllar ter döküp vakf-ı hayât etdin
Açıldı fevz ü rahmet bâbı sen zâten muallakdın

"Benimsin sertarîkim gel" deyince Pîr Cerrâhî
Açıp per uçdu rûhun Hazret'e ömrünce müştâkdın

Seher vaktinde bir Cuma mülâkî oldun eslâfe
Esâret bendini kırdın esâsen hayy-ı mutlakdın

ARŞİVİMİZDEKİ KAYITLAR