NAĞME-İ AŞK YENİLENDİ VE ŞURAYA TAŞINDI.

BU SAYFALAR 2015 BAŞINDAN BERİ GÜNCELLENMEMEKTEDİR.

LÜTFEN BİZİ ARTIK BURADAN TAKİP EDİNİZ...

 

 

SEBİLCİ HÜSEYİN EFENDİ

(1894-1975)

1894 yılında, İstanbul'da dünyaya gelen Sebilci Hüseyin Efendi, sâdâtdandır. Dedesi tarîk-i uşşâkiyye meşâyinden Sadeddin Efendi amcası Hüsâmeddin Uşşâkî Âsitânesinin son postnişîni Mustafa Hilmî Sâfî Efendi'dir...

Kardeşi Mazhar Efendi ile birlikte daha 8-10 yaşlarında iken, Muharrem aylarında, arkalarında siyah meşinden elbise, omuzlarında kırba, ellerinde içinde âyetler yazılı taslarla , sokak sokak dolaşıp mersiyeler ve ilâhîler okuyarak, Şühedâ-i Kerbelâ aşkına, halka su dağıtırlarmış...Okudukları ilâhîler ve mersiyeler ile herkesi o derece mest ederlermiş ki yoldan geçenler, atlı arabalar hattâ atlı tramvaylar bile bu iki kardeşin pek dokunaklı okyuşuna rastgeldiklerinde oldukları yere âdetâ çivilenir kalırlarmış...

Sebilci Hüseyin Efendi, 16 yaşında olmasına rağmen, Balkan Harbi’nin patlamasıyla askere alınmış ve harb esnâsında da sebilcilik hizmetine devâm etmişdir. I.Dünya Harbi'nde ise, Veled Çelebi'nin maiyyetinde, Mücahîdîn-i Mevlevî taburunun mıtrıbân sınıfında marş muallimliği yapmışdır. Önce Halep’de sonra da Şam’da bu vazîfesine devâm eden Sebilci Hüseyin Efendi'nin 5 yıl süren askerlik hizmet, Kanal cephesinin düşmesi ile birlikte nihâyete ermişdir.

Hem âileden hem de yetiştiği tekke muhitinden istifâde ederek Allah vergisi istidâdını gün geçtikçe ilerleten Sebilci Hüseyin Efendi, amcası Mustafa Hilmî Sâfî Efendi sâyesinde devrin en muktedir zâkirlerinden ve mûsikîşinâslarından dersler almışdır...Dînî mûsikî ve zikir usûllerini, Bahariye Mevlevîhânesi kudumzenbaşısı Şevki Efendi ve meşhûr zâkirbaşı Kasımpaşalı Cemâleddin Efendi'den, lâ-dînî mûsikîyi, Selanikli Ahmed Efendi ve Ûdî Abdi Bey'den meşketmişdir...

Tekkelerin açık oluğu dönemde sayısız tekkede zâkirlik yapan Sebilci Hüseyin Efendi tekkeler kapandıktan sonra da zikrullaha devam eden Kasımpaşa'daki Aynî Ali Baba Tekkesinde, Tophane'deki meşhûr Kâdirîhâne'de ve Karagümrük'deki Nureddin Cerrâhî Âsitânesinde zâkir olarak çok hizmet etmiş ve âşıkları cezbeye getirmişdir...

Tekkelerin kapatılmasına kadar zâkirlik görevinden ayrılmayan Sebilci Hüseyin Efendi, bu dönemden sonra geçim sıkıntısı çekmiş ve zaruri olarak gazelhânlık* yapmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok önemli şehirde çeşitli saz topluluklarında gazelhânlık icralarında bulunmuştur. Bazı gazelleri taş plaklara kaydedilmişdir. 1960'larda çekilen "Eski Boş Beşik" adlı filmde okuduğu "Ey benim ciğerpâre yavrumu alan" diye başlayan hazîn gazel çok ses getirmişdir...

Sebilci Efendi'nin temâyüz ettiği hususlardan biri de mersiyehânlığıdır. Nevi şahsına mahsus uslûbuyla okuduğu Kerbelâ mersiyeleri, Ehl-i Beyt âşıklarının kalblerini dağlamışdır. Sebilci bu mersiyeleri okudukça yanan kalpler ona daha da hürmet göstermiş, son dönemde Muharrem ayı denince akla gelen ilk isim Sebilci Hüseyin Efendi olmuştur. Okuduğu mersiyeleri bu kadar müessir kılan şüphesiz başta kalbindeki Ehl-i Beyt aşkı olmakla beraber bir dönem talebesi olduğu Zâkirbaşı Cemâleddin Efendi'nin bu sahadaki hocası Mersiyeci Yaşar Baba'dan müteselsilen gelen husûsî tavır olmalıdır. Benzerine rastlamadığımız bir mersiye örneği de, Sebilci Hüseyin Efendi'nin ilk tayyare şehîdimiz Fethi Bey için okuduğu “Ağla annem ağlamanın yeridir. Tayyareden düşen oğul Fethi'dir” diye başlayan mersiyesidir ve ne mutlu ki kayıt altına alınmıştır...Bu ses kaydını aşağıdaki arşiv kayıtları arasında bulacaksınız...

Sebilci Hüseyin Efendi,nin uslûbu o kadar nevi şahsına münhasır bir uslûbdur ki aslâ taklîd edilemez. O'nu yektâ bir okuyucu yapan başka husûsiyetleri de vardır. Başından sonuna bütün bahirleri, kasîde ve ilâhîleri ile mevlid-i şerîfi tek başına okuyabilmesi, hiç ara vermeden hem bendir çalıp hem ilâhî ve kasîde okuyarak çok uzun fasıllar icrâ edebilmesi, artık tamâmen unutulmuş bir tekke usûlü olan "perde kaldırma"daki ustalığı, bir anda irticâlen beste yapabilmesi bunlardan bazılarıdır...

Daha sonraki dönemlerde besteler de vücûda getirmeye başlayan Hüseyin Sebilci Efendi’nin hepsi ilâhî formunda olan bu eserlerde de kendine has tavrı açıkça görülebilmektedir. Notasyon konusunda en ufak bir bilgisi olmadığı halde, ilâhî bir lutfa mazhar olduğundan, pek güzel ilâhîler bestelemişdir. Maalesef bunların tamamı tesbit edilememişdir. Notaya alınabilmiş 44 bestesinin tamamı ilahi formunda olup, güfteler hep evliyâullah hazerâtının nutuklarından seçilmişdir. Yalnızca bir bestesinde kendi nutkunu kullanmışdır...

Hayatının son döneminde daha çok mevlidhân olarak anılan Sebilci Hüseyin Efendi, yaşlılığında sıkıntılı dönemler geçirmiştir. Bu zamanlarda kendisine destek olan önemli kişilerin başında Muzaffer (Ozak) Efendi Hazretleri gelmektedir. 1975 yılında Üsküdar’da yalnız yaşadığı evinin kapısı önünde hayata gözlerini yuman Sebilci Hüseyin Efendi, Üsküdar Yeni Valide Sultan Camii’nde sevenlerinin katıldığı kalabalık bir cenaze namazından sonra bizzat Muzaffer Efendi Hazretleri tarafından tarikat-i aliyyeye mahsus merâsim icrâ edilerek, tevhîd ü ezkâr ve salât ü selâmlar ile âlem-i cemâle uğurlanmışdır. Hüseyin Sebilci Efendi'nin kabri Karacaahmet Mescidi’nin arka kısmındadır...Rahmetullahi aleyh ve rahmeten vâsia....

ESERLERİ

Sebilci Hüseyin Efendi'nin tesbit edebildiğimiz eserlerinin listesi aşağıdadır...Bu ilahilerin hemen hemen hepsine ait ses kayıtlarını arşivimizde bulacaksınız... Bu ses kayıtlarını müstesna kılan husus, hepsinin Sebilci Hüseyin Efendi tarafından yapılan icralardan oluşmasıdır...

Eser
Form
Makam
Usul
Güfte
Âbidân-ı Mustafa'yız biz Hüseynilerdeniz
ilahi
Uşşak
Düyek
Hilmi Dede
Âlem-i dilde aceb kâşânemiz var bizim
ilahi
Nihavend
Sofyan
Sırri Efendi
Âlemi ihâtâ kıldı âteşiyle âhımız
ilahi
Rast
Müsemmen
Belirsiz
Allah emrin tutalım gel zikredelim Hakk'ı
ilahi
Muhayyer
Sofyan
Sertarikzade Mehmed Emin Ef.
Amennâ söyledik ikrar eyledik
ilahi
Uşşak
Sofyan
Mirati
Arzum senin cemâlinde
ilahi
Saba
Sofyan
Zeynep Hanım
Bâğ-ı aşkın andelîbi Hazret-i Üftâde'dir
ilahi
Rast
Müsemmen
Hazret-i Hüdai
Ben bu aşkın mecnûnuyam
ilahi
Uşşak
Düyek
Belirsiz
Bülbüller sazda
ilahi
Hüseyni
Düyek
Muzaffer Ozak
Cemâlin hüsnüne canlar fedâdır yâ Resulallah
ilahi
Muhayyer
Devr-i Hindi
Hayrullah Taceddin Efendi
Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni
ilahi
Saba
Sofyan
Yunus Emre
Derdinle doldum bilmezem noldum
ilahi
Hicaz
Düyek
Abdülehad Nuri Hazretleri
Dost bahçesinin gülleri
ilahi
Saba
Sofyan
Fahreddin Cerrahi
Ehl-i Hakk'a sıdk ile bel bağlayan
ilahi
Hüseyni
Düyek
Belirsiz
Ey benim devletli sultanım Muhammed Mustafa
ilahi
Hüzzam
Devr-i Hindi
Belirsiz
Ey dünyaya gelen kişi
ilahi
Hüzzam
Sofyan
Muzaffer Ozak
Ey güzellerden güzel rûhum Resûl-i Kibriyâ
ilahi
Rast
Devr-i Hindi
Hayrullah Taceddin Efendi
Ey Hâliku lâ yezâl
ilahi
Hicaz
Sofyan
Sultan 2. Mustafa Han
Gaflet uykusunda yatar uyanmaz
ilahi
Rast
Sofyan
Genç Abdal
Gece gündüz döne döne istediğim Hakk'dır benim
ilahi
Hicaz
Düyek
Seyyid Seyfullah Hazretleri
Gel sürelim demi
ilahi
Hicaz
Düyek
Kuddusi Hazretleri
Gül yüzünü rüyâmızda görelim Yâ Resulallah
ilahi
Rast
Düyek
Hacı Kişi
Güller sünbüller öten bülbüler
ilahi
Rast
Düyek
Belirsiz
Güzel âşık cevrimizi çekemezsin demedim mi
ilahi
Nihavend
Düyek
Pir Sultan Abdal
Hakk yarattı âlemi aşkına Muhammed'in
ilahi
Isfahan
Düyek
Yunus Emre
Hakk'a çevir özünü
ilahi
Bestenigar
Düyek
Belirsiz
Matla-i nur-i ilâhîdir yüzün yâ Mustafa
ilahi
Hicaz
Devr-i Hindi
Belirsiz
Meded Allah sana sundum elimi
ilahi
Mahur
Düyek
Ümmi Sinan Hazretleri
Meded Yâ Gavsül Azam
ilahi
Rast
Sofyan
Muzaffer Ozak
Mevlam bana ver aşkını 
ilahi
Rast
İkiz Aksak
Seyyid Seyfullah Hazretleri
Milk-i bekadan gelmişem
ilahi
Hicaz
Sofyan
Yunus Emre
Miraca çıkınca Ahmed-i Muhtar
ilahi
Hicaz
Sengin Semai
Fahreddin Cerrahi
Muhammed bağını gülüdür Ali
ilahi
Uşşak
Düyek
Aşık Niyazi
Semâdan sırr-ı tevhîdi duyan gelsin bu meydane
ilahi
Rast
Devr-i Hindi
Abdülehad Nuri Hazretleri
Semâdan sırr-ı tevhîdi duyan gelsin bu meydane
ilahi
Hicaz
Sofyan
Abdülehad Nuri Hazretleri
Seyreyleyüp yandım mah cemâline
ilahi
Saba
Sofyan
Fehmi Efendi
Seyreyleyüp yandım mah cemâline
ilahi
Suzinak
Sofyan
Fehmi Efendi
Sordum sarı çiçeğe 
ilahi
Segah
Sofyan
Aşık Yunus
Şu benim dîvâne gönlüm
ilahi
Hüseyni
Sofyan
Kul Yusuf
Tanır isen Allah'ı 
ilahi
Mahur
Sofyan
Sebilci Hüseyin Efendi
Taş atanlara da yok intikâmın
ilahi
Segah
Sofyan
Şeyh Osman Hadi Yücebilgiç
Vâsıl-ı feyzi Hudâ'yız
ilahi
Uşşak
Sofyan
Ahmed Hüsami Efendi
Vardım kırklar yaylasına 
ilahi
Uşşak
Sofyan
Hatayi
Zâlimler el vurup hep şimşir-i can-rübâya
ilahi
Hüzzam
Yürük Semai
Kazım Paşa

ARŞİV KAYITLARI

İlk tayyare şehîdimiz Fethi Bey için okuduğu mersiye :

 

* Sebilci Efendi'nin okuduğu gazellerden de örnekler vermek istiyoruz...

Âşıka Ta'n Etmek Olmaz Mübtelâdır Neylesin
Dilâ Hâlât-ı Vaslı Hemdem-i Cânân Olandan Sor
Dilde Derd-i İştiyâkı Çekmeye Tâkât mı Var
Döner Feleğin Çarkı Dünya Böyle Kalmaz
Ey Dil Diyemem Çekme Elem
Heryer Karanlık Pürnûr O Mevki
Her Zaman Bir Vâmık u Azrâ Olur Alem Bu Ya
La'l-i Nâbın Neşesini Sahbâda Gören Var mıdır
Leyle-i Vuslatının Zevkine Pâyân mı Olur
Nim Nigâhın Katle Fermân İbtisâmın Cân Alır