NAĞME-İ AŞK YENİLENDİ VE ŞURAYA TAŞINDI.

BU SAYFALAR 2015 BAŞINDAN BERİ GÜNCELLENMEMEKTEDİR.

LÜTFEN BİZİ ARTIK BURADAN TAKİP EDİNİZ...

 

 

HÂFIZ MECİD SESİGÜR

(1903-1962)

Efsane hâfızlarımızdan ve mevlidhanlarımızdan olan Mecid Efendi, Kürt bir anneyle Bağdadlı Arap bir babanın çocuğu olarak 1903’te İstanbul’da doğdu. Hâfız olmasına rağmen Kur’an’dan daha çok Mevlid okumaktaki maharetiyle şöhret kazandı. Birçok hâfız ve mevlidhânda görülenin aksine mûsikî ilmine de vâkıfdı, hattâ ud ve keman çalardı. Mevlid üzerine de “Hüdâ-yı nâbit” idi; yani hiç kimseden ders almamış ve kendi kendini yetiştirmiş olmasına rağmen elde ettiği büyük başarı ve şöhret, şaşkınlık vericiydi.

Hâfız Mecid’in sesi, hâfızların ve mevlidhanların büyük çoğunluğunda görüldüğü ve alışılageldiği gibi tiz değildi. Kalın ve tok karakterli bir sesi olmasına rağmen, tiz seslere alışmış dinleyiciye kendini kabul ettirebilmiş olmasıyla da ayrı yere sahipti. Kimseninkine benzemeyen sesi, kuvvetli, sürekli ve perdeli yani genişti. Okurken, bazen Hâfız Kemâl Efendi’yi hatırlatan ustalıklar sergilemeyi severdi ama nağmeleri son derece orijinaldi. Pestlerde karakteristik özelliklerini kuvvetle duyuran, yani tok, oturaklı ve kalın olan sesi, tiz bölgelere yükseldikçe kısmen incelir, süzülmüş ve oturmuş bir keskinlik kazanır ve çok tatlı bir hâl alarak dinleyenleri mest ederdi. Mevlid icrasına saltanat ve asalet getirenlerin başlıcalarından olan Mecid Efendi, asil, ciddi ve erkeksi okuyuşun da rakipsiz temsilcisiydi.

Hafız Mecid Sesigür vefât edince Hâfız Hasan Akkuş merhum ''Bugün Mecid Sesigür'ü değil, "Mevlid"i gömdük.'' demişdir...

Yakın arkadaşı Hâfız Zeki Altun, vaktiyle bir gazetede tefrika edilen, Hâfız Efendileri anlattığı bir yazı serisinde Hâfız Mecid Efendi'yi şöyle anlatıyor :

Merhûm Hâfız Kemal ve Eyyûbî Ali Rıza Beylerden Hâfız Mecid Sesigür ile birlikte meşk ettik. Uzun zaman onunla yalnız İstanbul'da değil, yurdumuzun birçok illerinde cami kürsülerinde birlikte mevlid okuduk. Vefâtından iki gün evvel, bir dostumuzun evinde tertîb edilen mevlidin "Allah adın" ve "Vilâdet" bahirlerini o, son bahirlerini de ben okumuşdum.. Son okuduğu o vilâdet bahri hâlâ hâfızamdan silinmemişdir. Bundan 16 yıl evvel yine böyle bir mübârek Ramzan ayı içinde Allah'ın rahmetine kavuşan değerli meslekdaşım, vefâker ağabeyim Hâfız Mecid'den bahsetmek itiraf ederim ki bana çok acı geldi. Elimde kalem önümde kağıt saatlerce düşündüm. Hâfız Mecid'i yazmak çok güç çünkü o halk topluluğu tarafından sevilmiş ve takdir edilmiş bir varlıkdı. Gönül isterdi ki Hâfız Mecid aramızda olmalı, yaşayanlar arasında onu da yazmalı idim. Mecid'in vefâtını haber alan, ince ruhlu sanatkâr yaradılışlı sayın dostum Necmi Rıza Ahıskan, gazeteye verdiği ölüm ilanında "Hâfız Kemaller, Beşiktaşlı Rızâlar mektebinde yetişmiş Mecid Sesigür'ü kaybettik" diyordu. Ne yerinde buluş, ne güzel bir teşbih. Yukarıda da belirttiğim gibi Hâfız Mecid genç-ihtiyar herkes tarafından çok takdîr edilen ve tanınan bir insandı. Bu itibarla merhûmun sesinden ve okuyuş tavrından bahsetmeyi zâid buluyorum. O'na ait en acı bir hâtıra ile yazımıza son vereceğiz. Unutulmaz eski şöhretlerden biri olan Enderunlu Hâfız İsmail Efendi'nin vefâtında cenâze namazını Mecid Bey'le aynı safta birlikte kıldık. Bana döndü ve gözleri yaşlı aynen şöyle dedi : "Zeki, şu anda Allah'dan şöyle niyâz ettim. Benim de rûhumu böyle bir mübârek Ramazan günü alsın". O, ömrü boyunca Peygamber Efendimizin mevlidini ve medhiyyelerini okuyan Mecid'in duâsını Allah kabûl etti ve rûhunu Ramazan ayında aldı. Mevlâ rahmet eylesin.

 

Kaynaklar :

http://alaturkarecords.com/kebikec/on-uc-hafiz.php#sthash.5NPtZ9qT.dpuf

Zeki Altun'un Kur'ân Bülbülleri yazı serisi

ARŞİV KAYITLARI